ÇOK ARZU ETTİĞİNİZ O HİLAFETİ MAHKEMEDE ANLATIRSINIZ!

Ülkenin ekonomi, sağlık, eğitim, adalet, özgürlükler gibi temel sütunlarında açtığı çatlaklar derinleştikçe, “bakın cambaza” der gibi Osmanlı sevdasını öne süren AKP, kendi tabanını konsolide edecek bir halüsinasyon yaratırken Türkiye’yi maalesef karanlık tartışmalara sürüklemektedir.

Siyasi bir şova dönen, tarikatların heyetlerle katıldığı Ayasofya’daki cuma namazı ile hızlanan bu gerici rüzgar, hemen akabinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlunun sözleriyle daha da sertleşmiştir. Seçilmiş bir insanın “okçuluğa ve vakıfçılığa” meraklı oğlu olmaktan başka bir sıfatı olmadığı halde CNN’e konuk edilen Bilal Erdoğan, burada Atatürk devrimlerini eleştirmiş, kılık kıyafet ve alfabe devrimlerinin Türkiye Cumhuriyeti’ni ileri taşımadığını ileri sürmüştür.

Ayasofya şovunun hemen arkasından manidar bir zamanlamayla gelen bu açıklama ise AKP’nin medyadaki en güçlü kollarından olan Albayrak Grubu tarafından taçlandırılmıştır. Albayrak Grubu’na ait “Gerçek Hayat” isimli derginin 27 Temmuz’da çıkan sayısının kapağının üst kısmında “Artık Ayasofya ve Türkiye hür” yazılmış, orta kısmında (Arabistan’da çıkan bir dergiymişçesine) kocaman Arapça yazılar yer almış, kapak manşeti olarak ise “Şimdi değilse ne zaman, sen değilsen kim? Hilafet için toparlanın” başlığı atılmıştır. Bu hadsiz ve ülke düşmanı çıkış, kamuoyundan çok tepki çekince AKP’den ancak 24 saat sonra sembolik kınamalar gelmiştir. Oysa yukarıda saydığımız bu olaylar dizini, skandalların hiçbirinin spontane gelişmediğini, karanlık bir planın organize biçimde işletildiğini açıkça göstermiştir.

Cumhuriyet’in, kurucularının, değerlerinin her zaman savunucusu olan Eğitim-İş olarak biz de bu hadsizliğin cevapsız kalmayacağını gösterdik ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Şikayetimiz de, Anayasa’ya göre Türkiye’nin laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu; değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği bu gerçekliğe rağmen hilafet çağrısında bulunmanın anayasal düzeni ortadan kaldırmaya dönük bir isyan çağrısı niteliği taşıdığını vurguladık.

İki emekçi hak aramak için bir araya geldiğinde hemen terörle suçlandığı bu günlerde, Anayasa’yı hiçe sayarak hilafet kalkışması için çağrı yapanlara dair nasıl bir hukuki süreç işleyeceğinin takipçisi olacağımızı, bu hadsizliğin peşini bırakmayacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz.

Henüz yeni kurulmuşken dahi Avrupa ülkelerine parmak ısırtan Cumhuriyet’imizde 2020 yılında hilafet tartışması yaratanlara da, çağdışı politikalarla bu hadsizlikleri azmettirenlere de hatırlatıyoruz:

– Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, müritler, tarikatlar devleti değildir.

– Bu toprakların insanları Atatürk ve kurduğu Cumhuriyet sayesinde tebaa olmaktan kurtulup, ulus olmuştur. Ulusal tarihimizin bu evrimsel sıçrayışı geri döndürülemez.

VE BU SARSILMAZ GERÇEKLER, NE YAPSANIZ DEĞİŞMEYECEKTİR!

MERKEZ YÖNETİM KURULU